Yeni Evli Çıtır Gelin – Seks Hikayeleri

Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 6084 Kez Okundu

Yeni Evli Çıtır Gelin – Seks Hikayeleri

Yeni Evli Çıtır Gelin – Seks Hikayeleri

Merhaba ben Fatih. 34 yaşındayım. İzmir’de yaşıyorum. Digital pazarlama üzerine kendi şirketim var. İşim bilgisayar ve internetle ilgili olduğundan eğer müşteri ile görüşmeyeceksem bazen ofise gitmiyorum ve işlerimi evimdeki çalışma odamdan yürütüyorum. 4 yıllık evliyim ve karımla mutlu bir evlilik hayatım var. Karım da bir şirkette insan kaynakları biriminde çalışıyor.

Yine bir sabah evimdeki çalışma odamda tam işe koyulmuştum, kapı zili çaldı. İşe gitmek için hazırlanmış karımla birlikte baktık. Karşımızda 25-26 yaşlarında çelimsiz bir erkek ve yaşının sonradan 23 olduğunu öğrendiğim, ama taş çatlasa 18-19 gösteren, boyu 1.70’ten yüksek, düz, uzun ve bakımlı saçları olan, göğüsleri giydiği badiden taşan harika bir kız duruyordu. Bizim karşımızdaki boş daireyi tutmak istiyorlarmış. Ev sahibi benim yakın bir arkadaşım olur ve bir anahtarı bana bırakmıştı.

Karımla birlikte daireyi gezdirmeye başladık. Erkeğin ismi Ahmet, kızın ismi ise Selen imiş. Bir ay sonra düğünleri varmış. Ahmet babasının şirketinde muhasebeye bakıyormuş, Selen ise çalışmıyormuş. Evi çok beğendiler. Yalnız evi gezdirirken dikkatimi çeken bir durum oldu. Selen sanki bir ay sonra düğünü olacak bir kız gibi heyecanlı değildi ve evle çok ilgilenmiyordu. Ahmet ise çocuklar gibi şendi.

Selen mutfak dolaplarını incelemek için eğilince benim yarak dimdik oldu ve saklamak için başka bir odaya geçtim hemen. Herneyse, şartları konuştuktan sonra Ahmet’e uygun geldi ve arkadaşımla konuşup evi tutacaklarını söyledikten sonra tokalaşarak ayrıldık. Çift gittikten sonra karım, “İpsiz sapsız birileriyle komşu olacağımıza bu çiftin evi tutması güzel oldu. İkisi de iyi insanlara benziyorlar di mi?” dedi. Ben de, “Evet, iyi insanlara benziyorlar!” dedim. (Özellikle de Selen çok iyi, taş gibi!) diye de içimden geçirdim.

Bir hafta sonra yavaş yavaş eşyalarını taşımaya başladılar. Karım hemen Selen’le samimi olmuş. Öğrendiğine göre, Selen’in babası yıllarca Ahmet’in babasının şirketinde çalışmış. Emekli olurken de Ahmet’e Selen’i istemişler. Karımın yorumuna göre de Selen Ahmet’i çok sevmiyormuş…

Derken bir haftalık balayından sonra nihayet taşındılar. Taşınalı üç gün oldu ama ikisini de hiç görmedik. Dördüncü günün sonunda akşam üzeri eve gelirken apartman kapısında Selen’le karşılaştım. Daracık bir kot pantolon, üstünde kısa kollu, pembe ve yukarıdan ilk iki düğmesi açık bir gömlek vardı ve beni benden alan göğüslerinin üst kısmı yine görünüyordu. Selamlaştık, “Nasılsın, iyi misin?” diye sordum. “İyiyim!” dedi, ancak suratının halinden iyi olmadığı anlaşılıyordu. Birlikte asansöre bindik. Parfümünün kokusu beni mest etti. Kata gelince birbirimize iyi akşamlar dileyerek ayrıldık. Evde karım bana, “Selenleri haftasonu yemeğe davet edelim mi?” deyince hiç tereddütsüz kabul ettim…

Pazar akşamı bize geldiklerinde gözlerim yuvalarından fırlayacaktı. Tek parça, kısa, kırmızı bir elbise giymişti Selen. Harika görünüyordu. Ahmet ise kahverengi bir takım elbisenin içinde, sanki 60 yaşındaki devlet memurları gibiydi. O an anladım ki bu kız Ahmet’e çok fazla. Evde şarap ve rakı vardı. Karım ve Selen kırmızı şarap içerken, biz de Ahmet’le rakı içtik. Selen karıma çaktırmadan ara ara bana kaçamak bakışlar atmaya başlamıştı.

Üçüncü dubleler bittiğinde ise Ahmet çakır keyif olmaya başladı ve maalesef çenesi düştü. Sırf Selen’i daha fazla görebilmek uğruna Ahmet’in saçmalamalarına katlanıyordum. Selen ise sanki Ahmet orada yokmuş gibi davranıyordu. Sürekli karım ve benle sohbetteydi. Karım mutfağa boşları götürürken ben de hemen Selen’e odaklandım. O da dikkatlice bana bakıyordu…

Ahmet bir ara benden kartvizitimi isteyince, çalışma odamdan kartvizit kutusunu getirdim. Ahmet’e birkaç tane verip, kutuyu sehpaya bıraktım. Ahmet kartvizitleri ceketinin cebine koymak için kalkınca, Selen kocasına çaktırmadan bana göz kırpıp, kutudan bir tane kartvizit alıp çantasına attı. Mesajı almıştım, telefon numaramı almak istemişti. O an çok heyecanlıydım. Bu arada gecenin başında herkes birbirine hanımlı beyli hitap ederken, sonradan bunlar bize abi-abla demeye başladılar. Selen bir muhabbet esnasında bana, “Fatih abi…” diye konuşunca, içimden (Ben sana abiyi göstercem!) dedim…

Yemeğin üzerinden iki gün geçti. Ofisimdeyken kayıtlı olmayan bir numara aradı. Açtım. “Merhaba Fatih Abiiii :)” diye gülen bir tonda Selen’di arayan. “Merhaba Selencim!” dedim. Telefonda yaklaşık yarım saat konuştuk ve muhabbet esnasında olayların tam da benim tahmin ettiğim gibi olduğunu öğrendim. Selen Ahmet’i sevmiyormuş ve babasının baskısıyla evlenmiş. Çok mutsuzmuş, bana güvenmiş, ısınmış vs. vs… Bu şekilde neredeyse her gün telefonda konuşmaya başladık.

Bir ay böyle devam etti. Telefonda çok samimiydik, ama apartmanda karşılaştığımızda Selen son derece resmi olduğundan bir adım öteye gidemiyordum. En sonunda bir telefon görüşmemizde kendisinden çok hoşlandığımı ve artık sadece telefon görüşmelerinin yetmediğini, sevişmek istediğimi söyledim. O da benden hoşlandığını, ancak görüşürsek yakalanmaktan korktuğunu, Ahmet’in kendisini öldürebileceğini, çok dengesiz olduğunu anlattı.

Ben de, “Merak etme, senin o çelimsiz kocan bir bok anlamadan görüşürüz!” deyince Selen şuh bir kahkaha attı ve “Nasıl olacak peki?” dedi. Ben de, “Karım sabahları 08:00’de evden çıkıyor, akşam 18:00’de geliyor. Ben yarın işe gitmem, sen de Ahmet işe gidince bizim eve gelirsin!” dedim. “Tamam!” dedi. O akşam Selen’in heyecanıyla sabahı zor ettim ve karımı hayvanlar gibi siktim. Öyle ki, karım, “Ne oldu bu akşam sana böyle :)” demeden edemedi.

Sabah kalkar kalmaz duş aldım, giyindim. Kahvaltıdan sonra karım gidince ortalığı topladım ve Selen’i beklemeye başladım. Saat 10:00 olmuştu ve halen Selen gelmemişti. Kocası bugün evden gitmeyecek herhalde diye düşünmeye başlamıştım ki, kapının zili çaldı. Baktım, Selen gelmişti. Hemen kapıyı açtım. Onu içeriye alıp, bir gören olmasın diye hızlıca kapıyı kapattım. Selen hiç konuşmuyor, sadece gülümsüyordu. Üzerinde bacaklarını sımsıkı saran mavi bir tayt ve muhteşem göğüslerini belli eden beyaz bir badi vardı. Bir anda Selen’i kucaklayarak salondaki çekyata götürdüm. Selen, “Dur, yavaş, acele etme!” dedi gülerek, ama benim durmaya niyetim yoktu.

Önce uzun uzun öpüştük. Öpüşürken bir yandan saçlarını okşuyordum. Sonra badisini çıkarttım ve beni benden alan göğüslerine yumuldum. Vücudu ateş gibi yanıyordu. Ona kendisini çok beğendiğimi, kendisinin çok sexy olduğunu söyledim. O da bana, “Kıymetimi bilen yok ki!” dedi. Kocasıyla iki ayda sadece 5-6 kez sevişmiş. Ahmet’in ne kadar gerizekalı olduğunu bir kez daha anladım. Böylesi bir hatun benim olsa bütün işlerimi boşlar, sabah akşam sikerdim.

“Merak etme artık ben varım ve kıymetini bileceğim!” dedim. Birlikte taytını çıkardık. Ayak parmaklarından başlayarak öperek, emerek amına kadar geldim. Siyah bir tangası vardı. Çıkardığımda karşımdaki manzara harikaydı. Tüysüz, ince kıvrımlı, kaymak gibi çok güzel bir amı vardı. Hemen yumuldum, kokusu harikaydı. Çok temiz bir hatundu Selen. Ben amını yalarken çıldırmaya başlamıştı ve ilk kez amının yalandığını, bunun harika olduğunu söylüyordu. Çok geçmeden çığlıklar atarak Selen orgazm oldu.

Nefes alışverişleri normale döndükten sonra kazık gibi olmuş yarağıma gözü takıldı ve “Çok kalın!” dedi. Yarağım 15 cm uzunluğunda ama 3-4 parmak kalınlığındadır ve bu kalınlık hakkında bütün seviştiğim hatunlardan övgü aldım desem abartmış olmam. Yarağımı elleyip okşamaya başladı. Sonra ağzına vermek istediğimde ilk defa yapacağını söyledi. “Olsun!” dedim. Ağzına alıp acemice yalamaya, emmeye başladı. Ama acemi olmasına rağmen dişlerini değdirmiyordu.

5-6 dakika ağzına verdikten sonra “Bu kadar yeter!” deyip kendisi yatırdım, bacaklarını omzuma doğru alıp yarağımı yavaşça amına yerleştirdim. Amı sulu olmasına rağmen yarrağımın daha kafası girerken, “Ahhh, yavaşşş!” diye bir çığlık attı Selen. Amı çok dardı. O an yavaş yavaş yaparsam girişim zor olacak diye düşündüm ve bağıracağını tahmin ettiğimden elimle ağzını kapatım, birden yarağımı köküne kadar soktum. Ağzı kapalı olduğundan bağıramıyordu, ama yüzünün aldığı şekilden ne kadar acı çektiğini anlayabiliyordum.

Elimi ağzından yavaşça çektim ve yarağımı yavaşça ileri geri oynatmaya başladım. Selen, “Amımı yırttın, lütfen yavaş!” dedi. “Merak etme birazdan alışır!” dedim. Amının içinde gelip gitmek harikaydı. Yarağım sanki bir mengene tarafından sıkılıyordu daracık amcığının içinde. 5 dakika yavaşça git gel yaptıktan sonra Selen alışmıştı ve iniltileri artmıştı. Sonra birden hızlanmaya başladım. 10 dakika kadar da hızlıca siktikten sonra artık boşalmaya yaklaşmıştım. Selen de anlamıştı ve “Ben de geliyorum, ama içime boşalma sakın!” dedi.

Dinleyen kim, dayanamadım ve aynı anda boşaldık. Döllerim Selen’nin amına boşalttım. O kadar yoğun boşaldım ki, bir kısmı amından taşmaya başladı. Selen de boşaldığı için çekyat sırılsıklam oldu. Selen içine boşaldığım için tedirgin olmuştu, bense çekyat battığı için tedirgindim, karımın anlamasından korkmuştum. Ama o an aldığımız zevkten bunu düşünemedik.

Selen’e, Ertesi günü hapı kullanırsın, ben sana alırım!” dedim. O da bana, “Ben de çekyatı temizlerim merak etme!” deyince ikimiz birden gülmeye başladık. Bu harika hatuna gülmek çok yakışıyordu. Bir sigara yaktım. Bize yemeğe geldiklerinde sigara içmedikleri için Selen’e ikram etmedim. Ama Selen bana ara sıra kullandığını söyledi. Tam ona da bir tane verecektim ki, “Seninkini birlikte içelim!” dedi.

Sohbet sırasında, ilk defa bir saat içinde iki kere orgazm olduğunu, kadınlığını hissettiğini söyledi ve bana teşekkür etti. Ben de kendisine, “Bu daha başlangıç!” dedim. Selen’le aramızdaki şey sadece seks değildi. Başını göğsüme yasladığında saçlarını okşuyordum ve doğru olmamasına rağmen aramızda duygusal bir yakınlaşma da başlamıştı.

Ortamı değiştirmek için tekrar dudaklarına yumuldum. O sırada Selen yarağımla oynuyordu ve kısa süre içinde benim yarak yeniden göreve hazır hale geldi. Önce göğüslerine yumuldum. Sonra da yarağımı ağzına verdim. Bu sefer işini daha güzel yapıyordu Selen. Yarağımı bir vantuz gibi emiyor, ara sıra da eliyle okşuyordu. Sonra Selen’i ters çevirdim. Yuvarlak ve kaymal gibi pürüzsüz kalçaları vardı. Göt deliği küçük bir nokta gibiydi. İlk seferde ürkütmeyim diye yarağımı amına soktum ve hızlıca sikmeye başladım.

Domaltılıp sikilmek Selen’in çok hoşuna gitmişti. “Harikasın erkeğim!” diyordu. Ben de, “Bundan sonra senin kocan benim!” dedim. “Evet, sensin. Dilediğin gibi sik beni!” dedi. Tam bu sırada telefonu çaldı, çekyatın üstündeki telefona baktığımda Ahmet arıyordu. Selen ürktü. Ona, “Sakin ol ve telefonu aç!” dedim. Selen benden ayrılmak için hamle yaptı ama sımsıkı tutarak kendime çektim ve “Boynuzlu kocanla seni sikerken konuşmanı istiyorum!” dedim. “Delisin sen!” diye bağırdı, ben de, “Sana deliyim!” deyince güldü ve açtı telefonu. Ben de bu sırada sikmeye devam ettim.

Selen inlememek için kendini zor tutuyordu. Ahmet, “Napıyorsun, akşama yemekte ne var?” gibi sıradan şeyler için aramıştı. Bu sırada yarağımı geri çektim ve birden yüklendim. Selen ister istemez, “Ahhh!” diye bağırdı. Ahmet telaşla, “Ne oldu, iyi misin, neden bağırdın?” diye sormaya başladı. Selen de ayağını mutfak masasına çarptığı söyleyince ben sessizce gülmeye başladım. Sonra Selen telefonu kapatınca bana döndü ve “Çok hainsin!” dedi gülümseyerek. Ben tempomu arttırınca onun da inlemeleri arttı, boşalacağımı anlayınca Selen’in yüzünü bana çevirdim ve o mükemmel göğüslerine boşaldım.

Saate baktığımızda 14:30 olmuştu. Selen yemek yapması gerektiğini ve artık gideceğini söyledi. Aslında ikimiz de ayrılmak istemiyorduk, ama mecburduk. Çok hoşuna gittiğini, bir kez daha tekrarlamamız gerektiğini söyleyince, “Merak etme bundan sonra seni bırakmam. Sen harika bir hatunsun!” dedim. Selen hemen dudaklarıma yumulup öptü ve “Kocam sikemiyor, ama sen hakkımı veriyorsun, sana aşık oldum, gerçek kocam sensin artık!” dedi.