Sex Hikaye – Ağacın Aldınta Siktim

Sex Hikayeleri

2 hafta önce - Admin Ekledi - 1196 Kez Okundu

Sex Hikaye – Ağacın Aldınta Siktim

Sex Hikaye – Ağacın Aldınta Siktim

Selamlar, adım Çetin, 42 yaşındayım, yani sikişin tam olgunca yapılacağı yaşta. Boyum 1.70, kumral, mavi gözlü, yakışıklı sayılabilecek biriyim. İlk okulu köyde okudum, Orta ve Liseyi okumak için şehre gitmek zorunda kaldım. Köyümüz çok güzel bir köydür, düz küçük tepecikler vardır, suyu bol bir köydür, yeşilliği boldur. Köydeyken çocuklarla çeşitli oyunlar oynardık, anne baba ve çocuklar olurdu oyunumuzda. Ben genelde baba olurdum, Kezban ise benim karım olurdu. Bir kızımız, birde oğlumuz rolünü oynayan iki çocuk olurdu. Kezban daha küçükken bile çok güzel bir kadın olacağı belli idi. Şemsiye gibi açılmış Çam ağacının altında (Evcilik) oyun oynarken sözde akşam olurdu, toprağa çizdiğimiz evimizin odaları vardı, çocuklar kendi odalarına geçer yatarlardı, Kezbanla ben odamıza geçerdik, aynı karı koca gibi birbirimize sarılır yatardık. Kezban’ı, “Karıcığım!” diye öperdim…

Orta okulu okumak için şehre geldikten sonra, sadece yazları köye giderdim. Kezbanla buluşur, yine o güzel Çam ağacının altında, bazen çocuklarla, bazen de ikimiz oynardık. Kezban İlk okuldan sonra okumadı, 24 yaşına geldiğinde, çocukken bizim çocuğumuz rolünü oynayan çocukla, yani Ali ile evlendi. Üçümüzün de yaşları aynı idi. Derken, ben Üniversite 3. sınıfa giderken onlar evlendiler ve beni Düğünlerine davet ettiler. Gittim. Düğün boyunca benimle ilgilendiler. Kezban bana baktıkça gülüyordu, anlıyordum neden güldüğünü, ama fırsat bulup ta konuşamıyordum. Neyse düğün bitti, ben o gece köyde başka bir arkadaşımın evinde kaldım. Sabah ta ilk araba ile şehre gittim. Ben köyümüzü çok seviyorum, her fırsatta köye sık sık giderim. Köyde bizim de dayalı döşeli kendi evimiz var, arazilerimiz aynen duruyor. Gittiğimde hep kendi evimizde kalırım.

Kezbanın Düğününden 20 gün sonra tekrar köye gittim. Köyde birkaç gün kalmak, hem evi havalandırmak, hemde köydeki arazimizi kontrol etmek amacındaydım. Köye gittiğimin ilk günü idi, arazileri gezmek için çıktım. Gezerken o meşhur Çam ağacının altına geldim, biraz dinlenmek üzere yere toprağa uzandım. Bir sigara yaktım, orda çocukken yaptıklarımızı düşünüyordum. Hayallere dalmışken ayak sesi ile kendime geldim. Kafamı çevirip baktığımda, bu gelenin Kezban olduğunu gördüm. Üzerinde ince bir elbise vardı, çok ta yakışmıştı hani. Kezban’ın çok temiz sade bir güzelliği vardı. Kezban benden hiç çekinmezdi, tabii ki ben de ondan. Eee nede olsa, çocukken de olsa benim karılığımı yapmıştı. Geldi yanıma oturdu, “Ne o, eski günleri mi hatırlıyorsun, gelmişssin uzanmışsın buraya?” dedi. Ben de, “Hatırlamamın bir sakıncası mı var?” dedim. “Yok canım, neden olsun ki? Hatırlaman gayet güzel!” dedi.

“Evlilik nasıl gidiyor kız Kezban?” dedim. “Amaan ne bileyim, bir şey anlamadım!” dedi. “Nasıl yani?” dedim. “İşte hiçbir şey anlamadım!” dedi. “Kız sikiş işleri nasıl gidiyor diye soruyorum?” dedim. “Tamam işte, ben de ondan bahsediyorum, birşey anlamadım!” dedi. “Ne o, Ali seni sikemiyor mu?” dedim. “Sikiyor sikmesine de, ama iki üç kez sokup çıkarıyor, işi bitiyor, arkasını dönüp yatıyor, ben bir şey anlamıyorum!” dedi. “Valla yazık olmuş sana kız, tüh!” dedim. Bana, “Hep senin yüzünden işte!” dedi. “Neden benim yüzümden ki?” dedim. “Bal gibi de anlıyorsun!” dedi. Anlamıştım, Kezban halen beni seviyordu ve benimle evlenemeyince de, sırf evlenmiş olmak için gitmiş o dümbük Ali ile evlenmişti. Kocasının altına yatınca beni düşündüğü için sikişmekten istediği gibi zevk alamıyordu.

“Kezban gel biraz yaklaş bana!” dedim. Yanıma sokuldu, kucağıma yattı. “Kezban, şöyle adam akıllı sikilmek ister misin?” dedim. “Madem evlendim tabii ki sikilmek isterim, ama Ali sikemiyor ki!” dedi. Ben Kezban’ın saçlarını okşamaya başladım, yakasından iki düğme açarak elimi gerdanında gezdirmeye başladım. Kezban’ın yüzüne baktığımda, gözlerini kapatmış, okşamamdan zevk aldığı belli oluyordu. Bu durumdan cesaret alarak Kezban’ın bütün düğmelerini açtım ve göğüslerini ortaya çıkardım. Sütyen takmamıştı, göğüsleri dimdikti, hiç ellenmemiş gibi. Artık iş çığrından çıkmış, ok yaydan fırlamak üzereydi. Benim yarrak Kezban’ın amına girmek için sabırsızlanıyordu, artık harekete geçmenin zamanı gelmişti. Kezban kendini tam anlamı ile bana bırakmıştı, dudaklarından başlayarak memelerine, ordan taa amına kadar, her yerini okşadım, öptüm ve yaladım.

Bu arada tamamen soyunduk. Kezban’ın amını yalarken, “Ye Çetinim, ye amcığımı, Ali hiç yalamıyor amımı!” diye ince ince inliyordu. Amı tam anlamıyla sulanmıştı, öperek dudaklarına çıktım. Benim sabırsızlaşan yarağı Kezban’ın amına dayadım ve az az sokup çıkarmaya başladım. Hepsini sokmuyordum. Kezban, “Sok! Ne olur sok!” diyor, inliyordu. Birden dibine kadar soktum. Kezban’dan öylesine hoş bir, “Ohhhhh! Ahhhhh!” sesleri çıktı ki, beni mest etmişti. Seri bir şekilde beş dakika kadar Kezban’ın amını siktim. Kezban sarsılarak inleyerek orgazm oldu. Ben daha boşalmamıştım, biraz amının içinde bekledim.

Kezban, “Ohh be, ne güzelmiş adam gibi sikilmek!” dedi. Ben, “Dur daha bitmedi karıcığım, yeni başladık!” dedim. Kezban kollarını boynuma doladı ve kendine çekti. Dudaklarımdan öperek, “Kocacım beni çok sik, yar amcığımı!” dedi. Ben biraz başımı kaldırarark etrafı kontrol ettim, gelen giden yoktu, tekrar pompalamaya başladım. Birkaç dakika geçtikten sonra, (yoruldum bahanesiyle) Kezban’a, “Çık kız üstüme!” dedim. Kezban üstüme çıkarken, “Hiç böyle sikilmemiştim, salak Ali hiç bir bok anlamıyor am sikmekten!” diyerek yarrağımın üstüne oturdu ve üzerimde zıplayarak inip kalkmaya başladı. Çok geçmeden, “Çetinim ben yine oluyorum!” dedi. Artık ben de gelmek üzereydim, “Kezban dikkat et hamile kalma!” dememe kalmadı, Kezban çığlıklar ata ata orgazm olmaya başladı. Ben de kendimi tutamadım Kezban’ın içine boşaldım.

Hava o kadar sıcaktı ki, sadece bulunduğumuz Çam ağacının altı güneş almıyordu, diğer yerler olduğu gibi güneş altındaydı ve Cehennem gibi yanıyordu. O sıcakta sikişmekten ikimiz de halsiz kalmıştık. Kezban üzerime yığıldı kaldı, “Ohhhhh beee! Dünya varmış, gözlerimin feri canlandı!” dedi. “Kezbanım, amın çok tatlıymış!” dedim. “Çetinim bundan sonra köye her geldiğinde beni sikeceksin!” dedi. Ben de, “Tamam, yeter ki iste, seni her zaman sikerim!” dedim. Biraz öyle bekledikten sonra Kezban üzerimden kalktı, elbiselerimizi aldık, az ilerde küçük bir dere vardı, orda Cenabetlikten yıkanıp evlerimize gidecektik. Gittik suya girdik. Soğuk suyu görünce ikimiz de yeniden canlandık. Ayaklarımız buz gibi suyun içindeyken, bir de dere kenarında siktim Kezban’ı. Sonra yıkandık, giyinip öpüştük ve ayrıldık.

Şimdi 42 yaşındayız, bu arada ben de evlendim, fakat ne zaman köye gitsem, bir fırsatını bulup, Kezbanı aynı ilk günkü gibi sikiyorum. Bir çocukları oldu, gözleri benim gözüm gibi mavi, saçları benim gibi kumral. Kezban’a soruyorum, “Benden mi?” diye. Kezban da gülerek, “Boş ver!” diyor. Ben de üstüne gitmiyorum.

Doktora Diye Gelen Kezbanımı Bir Hafta Boyunca Siktim!

Bir gün evde otururken Kezban’ın kocası beni telefonla aradı ve “Kezban hasta, Doktora getireceğim, tanıdığın Doktor var mı?” dedi. Ben de, “Var, hemen al getir!” dedim. Ve ertesi sabah geldiler. Hoş beşten sonra Kezban’a baktım, hiç hasta gibi değildi, bana bakışlarıyla birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Bu arada karımın nerde olduğunu sordular. İstanbul’a amcasının yanına gezmeye gittiğini, bir iki hafta kalacağını söylediğimde Kezban’ın gözlerinin içi gülüyordu. Kezban’a, “Neyin var? Nereni beğenmiyorsun?” dedim. “Her yerim ağrıyor!” dedi. Neyse ben Doktor arkadaşımı aradım, “Bir hastam var, köyden geldiler, muayeneye getireceğim, bir bakmanı istiyorum!” dedim. Doktor arkadaşım da hastahanede olduğunu ve bizi beklediğini söyleyip, hastayı getirmemi istedi…

Telefonu kapattım ve Ali’yle Kezban’a, “Gidelim, Doktor bizi bekliyor!” dedim. Ali Doktordan bu kadar çabuk randevu alacağımı tahmin etmediğinden biraz şaşırmıştı, “Hemen mi? Benim Valilikte önemli bir işim vardı, ben o işi hallederken sen Kezban’ı Doktora götürür müsün?” dedi. Ben de, “Tamam, olur!” dedim. Kezban’ın da benim de aradığımız fırsat kendiliğinden ayağımıza gelmişti. Ali Valiliğe giderken biz de Kezban’la ben benim arabayla Hastahaneye gitmek üzere hareket ettik. Arabada Kezban hiçbir rahatsızlığının olmadığını, beni çok özlediğini ve benimle sikişmek istediği için böyle bir yalan uydurduğunu söyledi. Şaşırmıştım, “Eeee, Doktora ne diyeceğiz şimdi?” dedim. Kezban da, “Bilmem, Doktoru sen ayarlarsın! Ali’nin Valilikteki işi bitince köyde de halletmesi gereken işleri var, hemen köye dönecek, ben kalmak istiyorum, ne yaparsan yap ayarla, amcığım ateş gibi yanıyor, karın da yok, böyle fırsatı bir daha bulamayız!” dedi.

Bunu ben de çok istiyordum, ama Doktora ne diyecektim? Gerçi Doktor arkadaşımla çok samimiydik. Neyse Hastanede Doktoru bulduk, bizi bir odaya aldı. Ben o arada düşünüyordum, ne desem de işi uzatsa diye. Sonunda açık kart oynamaya karar verdim ve “Doktor bey, Kezban hasta falan değil, köyde işlerden çok yorulmuş, bir süre dinlenmek için koacasına hastayım demiş, bizi yalancı çıkarma, bir şeyler bul da birkaç gün burda kalsın!” dedim. Sağolsun Doktor beni kırmadı ve “Bir takım tetkikler yaparız, en az bir hafta kadar bayanın burda kalmasını sağlarız!” dedi. Sevinmiştik, çünkü ev boştu ve istediğimiz gibi sikişecektik. Doktor, “Check-Up’tan geçirelim, genel bir kontrol yapalım!” dedi ve çok miktarda tahliller, röntgenler falan verdi. Hastaneden çıktık, Labaratuardan ve röntgenden ertesi güne randevu aldık, tahlilleri falan verdik. İki üç gün sonra çıkacak tahliller vardı. İşin Doktor kısmını ayarlamıştık, ama Ali’ye ne diyecektik…

Kezban’la evime geldik. Ali’yi aradım. Ali işinin bitmediğini, bir iki saat daha süreceğini söyledi ve Doktorda ne yaptığımızı sordu. Kezban’ın işinin uzun süreceğini, daha Ceck-Up falan yapılacağını, bir sürü tahlil ve röntgenler verdiğini, en az bir haftadan önce sonucun alınamayacağını, hastanın bu durumda yola gitmesinin iyi olmayacağını falan anlattım. Ali, “İyi tamam, işim bitince gelirim.” dedi.

Evde Ali’yi beklerken Kezban’ı öpüp sevmeye, dudaklarının tadına bakmaya başladım, bacaklarını okşadım, memişlerini okşadım, emdim. Kezban o kadar azmıştı ki, “Böyle burda rahat olmuyor, beni yatak odana götür ve karını siktiğin yatakta adam gibi sik!” dedi. Ben durur muyum, körün istediği bir göz, Tanrı vermiş iki göz misali, Kezban’ı kucakladığım gibi yatak odasına götürdüm. Bir anda çırıl çıplak kaldık. Kezban benim yarrağı iki eli ile tutarak, “Sen nasıl bir yarraksın, hiç aklımdan çıkmıyorsun, amcığım senin için yanıp tutuşuyor!” dedi ve yarrağımı yalamaya başladı. Kezban ilk başlarda dudaktan öpmesini ve yarak yalamasını falan bilmiyordu, hepsini ona ben öğrettim, şimdi de meyvesini yiyordum. Yarrağımı ağzına aldı, emdi emdi çıkardı, başına dil darbeleri atıyordu. Ben sırt üstü yattım ve 69 pozisyonunu aldık. Ben Kezban’ın amını emerken Kezban benim yarrağımı adeta kemirir gibi yiyordu. Bir anda sırtı bana dönük vaziyette aşağı kaydı ve yarrağımı tuttuğu gibi amının deliğine dayadı ve dibine kadar bir defada oturdu…

Ben alttan, Kezban üstten, sikişin şaklak sesi odayı kapladı. İniltiler, bağırmalar son derece yüksek şekilde devam ediyorduk. Ben arkadan bakınca yarrağımın Kezban’ın taze çiçek gibi amcığına giriş ve çıkışlarını tam görüyordum. Kezban, “Aşkım, Çetinim, sik beni, uçur beni, parçala amcığımı, yarrağına kurban olurum senin sevgilim!” diye inliyordu. Ben de, “Ohhhhh! Kezbanım, seni sikmek çok güzelmiş, orosbum benim, fahişem benim, kahpem benim, karıcığım!” diyerek soktukça Kezban’ı tavana doğru kaldıra kaldıra sikiyordum. Birkaç dakika o pozisyonda siktim Kazban’ımı ve yüzünü bana dönmesini istedim. Kezban yarrağımı amından çıkarmadan bana döndü.

Kezban’ı hem sikiyor, hemde o kiraz gibi dudaklarını koparırcasına emiyordum. Bir süre de o posizyonda siktim Kezban’ımı ve bir anda altıma alarak sikmeye başladım. Yaklaşık beş dakika da öyle siktim Kezban’ımı, ama bu arada Kezban durmadan orgazm oluyor, sanki işercesine amından sular akıyordu. Artık benim de döllerimi Kezban’ın amının derinliklerine bırakma zamanım geliyordu, çünkü yarrağım kasılmaya başlamıştı. “Kezbanım geliyorum!” dedim. Kezban da, “Doldur içimi aşkım, kocacığım, ne varsa attır içime!” deyince, ben de bol ve ateşli bir şekilde Kezban’ın amının içine boşaldım ve yığılıp kaldık.

Çok terlemiştik. Nefes almalarımız bir müddet sonra düzeldiğinde, Kezban’a, “Hadi aşkım kalk toparlanalım. Bir hafta burda kalacaksın, seni her gün ve gece sikeceğim. Ali gelir şimdi, bizi böyle yakalamasın!” dedim ve kalkıp duş almadan giyindik. Yatağı düzelttik ve salona geçtik. Sikişin ve orgazmın verdiği rahatlama ve mutlulukla Kezban kendini tam bir hasta gibi koltuğa saldı. Ali geldiğinde hastanedeki durumu yeniden anlattık. Ali de, “Abi sana çok zahmet olacak biliyorum, ama benim köyde çok işlerim var, gitmem lazım. Kezban’ın Doktor işleri ile sen ilgilenir misin?” dedi. Ben de, “Tabii ki! Ne demek! İşi bitince Kezban’ı ben köye getiririm!” dedim. Ali sevindi ve çok teşekkür ederek evden ayrıldı ve köye gitti…

Buraya geldiklerinde günlerden Pazartesi idi, Cumartesi günü akşam üstü Kezban’ı köye götürdüm. Kezban’ın benim yanımda kaldığı 6 gün boyunca ömrümüzde hiç sikişmediğimiz kadar, gece gündüz sikiştik. Kezban, “Ben sana sikildiğim zaman kadın olduğumu anlıyorum, kadınlığımı yaşıyorum, çok mutlu ediyorsun beni!” diyor…

Am sikmek, ama sikilmeyi seven bir kadının amını sikmek o kadar tatlı ve zevk verici ki, bunu anca yaşayanlar bilir! Herkese bol bol doyumsuz sikişler! Bütün yarak sever bayanların amlarından öpüyorum!